Albastıdan (Alkarısından) korunma yöntemleri, lohusa kadınların korkulu rüyası haline gelen Albastının şerrine kesin çözümler sunmaktadır. Kimilerine göre bir efsane kimilerine göre ise gerçek olan bu varlığın kötü şöhreti, Anadolu’nun pek çok yerinde insanlarımızı önlem almaya zorlamaktadır. Lohusa döneminde kadınlara musallat olduğundan bahsedilen Albastı (Alkarısının) hem kadına hem de çocuğa zarar verdiği yüzyıllardır kültürümüzün bir parçası haline gelmiştir. Şamanizm inancı yaşayan atalarımızdan bizlere miras olarak kalan Albastı;

• Al karısı,
• Albıs,
• Almış,
• Al albıs

Gibi farklı isimlerle anılsa da korkutucu ünü tek ortak noktadır. İslamiyet inancı ile birlikte Türklerin hayatına cin, peri, şeytan ve ifrit gibi görünmeyen ve korkulan varlıklar girmiş olsa da Anadolu’nun pek çok bölgesinde Albastı korkusu halen devam etmektedir. Bu inanışın halen sürmesinin nedeni olarak lohusalık döneminde kadınların gördüğü kabuslar, fizyolojik değişimler ve geceleri nefessiz kalma gibi belirtiler gösterilmektedir. Gerçek veya efsane olsa da bu korkutucu varlığa karşı önlem almak, yeni anneleri ve bebekleri bu kötü varlıktan korumak için uygulanabilecek pek çok yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler sonucu lohusalık dönemini rahat atlatan anne adayları, Albastı inancının yaşamaya devam edeceğinin bir kanıtı olarak gösterilmektedir.

Al Basması Nedir?

Albastı ismi verilen varlığın ne olduğu konusuna girmeden önce, Al Basması nedir kısaca göz atmakta fayda vardır. Tıbbi ismi Lohusa Humması olan Albastı;

• Yüksek ateş,
• Sara nöbetleri geçirme,
• Baygınlık geçirme,
• Halüsinasyon görme,
• Nefes darlığı çekme,
• Kabuslar görme,
• Gece uykudan uyanırken konuşamama

İle kendini gösteren bir rahatsızlıktır. Bazı belirtileri Karabasan olarak adlandırılan vakayı andırsa da Al Basması kadınların sadece lohusalık döneminde geçirdiği bir rahatsızlıktır.

Albastı (Alkarısı) Nedir?

Al Basması olayı, Şamanizm inancına göre Albastı denen varlığın lohusa kadınlara yaptığı kötülükler sonucu yaşanmaktadır. Albastı nedir sorusuna yanıt olarak ise;

• Samanlık ve ahırlarda yaşayan,
• Lohusalık döneminde kadınlara zor zamanlar geçirten,
• Lohusa kadınların ciğerlerini sökerek yiyen ve çocuklarını kaçıran,
• Uzun boylu, dağınık saçlı, uzun tırnaklı ve sarışın olan,
• İnsanlara en sevdikleri akrabalarının suretiyle görünebildiği gibi keçi, köpek ve tilki gibi hayvanların suretiyle görünen

Bir yaratıktır cevabı verilmektedir. Al Basmasının tamamen Albastı (Alkarısı) tarafından yapıldığına inanıldığı gibi Lohusalık Humması olarak bilinen hastalığın belirtilerine insanın içini ürperten eklemelerde yapılarak tarihimizde Albastı varlığı yerini almıştır.

Albastı (Alkarısı) Efsanesi Hangi Toplumlarda Görülmektedir?

Albastı efsanesi her ne kadar Şamanizm inancına ait olarak görülse de aynı veya farklı isimlerle bu efsanenin farklı kültürlerde yer aldığı bilinmektedir. Tarihte ilk kez Sümerler tarafından varlığından haberdar edilen Albastının bir iblis olarak tarif edildiği bildirilmektedir. Sümerlerle birlikte Albastının;

• Kafkasya,
• Rusya,
• İran,
• Yahudi

Kültürlerinde yer aldığı bilinmektedir.

Albastı (Alkarısı) Neye Benzemektedir?

Farklı kültürlerde yer alan Albastı tarifleri kullanılarak Al Karısı resmi çizilmek istense Albastı görünüşü ile ilgili;

• İriyarı ve uzun boylu, eklemsiz ve uzun parmaklı, saçları sarı ve dağınık dişlek bir yaratık,
• Alnında tek gözü olan çirkin bir yaratık,
• Dünya’nın en güzel kızı,
• Kızıl ve dağınık saçlı, çirkin ve kızıl elbiseli bir kadın,
• Sarışın güzel bir kadın

Olarak farklı kültürlerde detaylara yer verilmektedir.

Korkutucu Albastı (Alkarısı) Hikayelerinde Neler Anlatılmaktadır?

Albastı hikayeleri, toplumumuzun neden bu denli korktuğu ve yeni doğmuş çocuklar ile lohusa kadınları neden koruma altına almak istediğini yansıtmaktadır. Rivayet olunan bir hikaye, Alkarısının tehlikeleri dikkat çekmektedir. Elazığ ilinde anlatılan bir hikayede İsmail Ağa isimli bir kişinin, çocuklara bir Albastı tarafından ciğer pişirilip yedirdiğini gördüğü ve Albastının çocuklara yarın İsmail Ağa’nın torunu olacağı ve İsmail Ağa’nın gelininin yediği üçüncü lokma ile içine girerek ciğerini söküp getireceğini duyduğu söylenir. Bunun üzerine İsmail Ağa gelini yemek yer iken bekler ve son lokmayı ayran dolu tulumun içerisine atar. Şişen tulumun içinden çıkan Albastının göğsüne iğne batıran İsmail Ağa, Albastıyı hizmetine alır. 12 yıl boyunca hizmet eden Albastı, İsmail Ağa’ya sülalesine zarar vermeyeceği sözünü vererek ait olduğu kabileye dönmek üzere suya atlar ve suyu kan kaplar. Albastıyı kabul etmeyen kabilesi onu öldürmüştür.

Al Basması Yaşayanlar Neler Anlatır?

Günümüzde Al basması yaşayanlar, her ne kadar Albastı için efsane terimi kullanılsa da gözlenen pek çok etkinin gerçek olduğunu gözler önüne sermektedir. Yaşanan vakalara göre lohusa kadınların;

• Kabuslar gördüğü,
• Hayvan ve farklı varlıkların silüetlerini gördüğü,
• Yarı uyur yarı uyanık halde iken hareket etmekte zorlanılması,
• Nefes darlığı çekilmesi

Gibi problemlerle karşı karşıya kaldıkları belirtilmektedir.

Albastı (Alkarısı) Gerçekten Var Mıdır?

Ülkemizin pek çok ilinde Al Karısı gerçek mi sorusuna evet yanıtı verilerek yeni doğum yapmış kadınların bulunduğu oda ve evde önlemler alınmaktadır. Toplumun büyük bir bölümünün aksine Tıp uzmanları ve İslam Alimleri, Albastı denen yaratığın varlığını kabul etmemekte;

• Tıbbi olarak Albastının Lohusalık Humması adı verilen bir hastalığın yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı,
• İslamiyet’e göre ise cin, peri, şeytan ve ifrit dışında herhangi bir varlığın bulunmadığı

Bahsedilmektedir.

İslamiyet’te Albastı (Albastı) Hakkında Nelerden Bahsedilmektedir?

Al Karısı İslam inancında yer almayan bir varlıktır. İlgili varlığı kabul etmeyen İslam Alimleri, Alkarısı denen bu varlığın cin olduğu ve İslamiyet öncesi olarak görünen Albastı inancında ısrar etmenin insanı günaha sevk edeceği bildirilmektedir.

Albastıdan (Alkarısından) Korunmak İçin Neler Yapılır?

Başta tıp bilimi ile uğraşanlar ve İslam Alimleri olmak üzere pek çok kişi Albastının gerçek olmadığını söylese de, ülkemizin pek çok bölgesinde Al Karısından nasıl korunulur sorusuna yanıt olarak bazı uygulamalardan yararlanıldığı bilinmektedir.

• Lohusalık döneminde kadınların yalnız bırakılmaması,
• Lohusalık döneminde olan kadınların başuçlarına Kur’an-ı Kerim konması,
• Lohusa kadınların odasına bıçak konulması,
• Lohusa kadınların çevresinin kırmızı bezlerle çevrelenmesi,
• Lohusa kadının bulunduğu evin kapısına kır at bağlanması,
• Lohusa kadınların odalarının karanlık tutulmaması,
• Lohusa kadınların evlerinin önüne kazma ve kürek konulması

Elazığ, Adana, Malatya, Kars, Manisa ve Çorum’da Albastıdan korunmak için uygulanan yöntemlerdir.

Al Basması Cin Vakası Mıdır?

Pek çok açıdan Alkarısı cin vakası olarak değerlendirilmektedir. Bu görüşü destekleyen en büyük kanıt olarak Albastının kadınların en zayıf dönemi olan lohusalık döneminde yaşanması örnek gösterilerek cinlerin de tıpkı Albastı gibi insanların en zayıf anlarında musallat olduklarından bahsedilmektedir.

• Albastının hayvan veya insan siluetine bürünebilmesi,
• Kur’an-ı Kerim olan odaya girememesi,
• Albastının kadınların kabuslarına girmesi,
• Albastının gözle görülebilmesi

Al Basmasının bir cin vakası olarak değerlendirilmesine sebep olmaktadır.

Ümmü Sıbyan Albastı (Alkarısı) Mıdır?

İnsan soyunu kendisine düşman belleyen ve insan soyunu kurutmak için hamile ve lohusa kadınlar ile onların bebeklerine musallat olan Ümmü Sıbyan, bir şeytan türü olmasına karşın pek çok açıdan Albastıya benzemektedir. Bu şeytan türünü Albastıdan ayıran farklar ise;

• Hamile kadınlara da musallat olması,
• Musallatı sonucu düşüğe neden olması

Olarak belirtilir.

Ümmü Sıbyan Muskası Nedir?

Ümmü sıbyan muskası olarak bilinen ve içeriğinde;

• Esma-ül Hüsna,
• Korunma ayetleri

Yazılı olan bu muska türü, hamilelik döneminde anne ve bebeğini korumak amacıyla hazırlanmaktadır. Bu dönemde bu muska yardımı ile tüm musallat vakaları önlenerek hem annenin hem de bebeğin can sağlığı koruma altına alınmaktadır